11 Ocak 2012 Çarşamba

Toz Uçmayan Minik Suratında Yükselen Mutluluklar

     Nasırlaşmış ellerin be amcacım. Kim bilir neler yaşadın hayatının o bitmek bilmeyen yokuşlarında. Belki hayallerin de nasırlaşmıştır seninle, pas tutmuş bırakmıştır seni bir başına o dik yokuşların ortasında. Zaman sana pek de iyi davranmamıştır belki de, ne hayallerin vardır oysa yıllar öncesinde kaybolan. Toz pembe çocukluk evreleri, toz uçmayan minik zihninde yükselen o saf mutlulukların. Gençliğini kana kana içmişsindir; ama hayat da tüketmiştir seni çaktırmadan, geçen her yılda sömürmüştür benliğini, çekmiştir saçmalıklara doğru. Kirin pasın içinde yuvarlanmıştır umutların, üstü başı yırtılmıştır hatta, izler bırakmıştır o çarptığın çakıl taşları tenininde.


     Ama belki de her şeye rağmen mutlusundur be amca, umursamıyorsundur olanları. O sokağın köşesinde soğuğa inat tebessüm kondurmuşsundur suratına. Her şeye rağmen hayatı karşına alabilmişsindir belki. İnatla gülüyorsundur, bazen gülünecek şey kalmadığında bile. Hayatın sana sunmadıklarına lanet okumak yerine sunduklarına gülümseyebiliyorsundur içten içe. Bir sigara yakıyorsundur da izliyorsundur köşenden bu kaosun ortasında kaybolan minik insanları. Hiç şikayetçi değilsindir halinden de saçmalıyorumdur yazarken ben bunları. Olsun, ben alışkınım saçmalamaya. Ama sen hep böyle kal amca, ne olursa olsun hiç eksiltme tebessümlerini, sıkma canını. İyisin ya şimdi, siktir et geri kalanları.



     Zaten hayatı şekillendiren de insanın onu nasıl gördüğü değil midir? Nasıl sımsıkı sarıldığı ona ya da ne bileyim küçük çocuklar gibi küsüp kaçmaları falan. Ben seviyorum hayatı, tıpkı o amca gibi ben de gülüyorum onun karşısında. Bazen kankam oluyor hatta, bazen kazık atıp kaçıyor uzaklara şerefsiz. Ama olsun sonunda dönüp dolaşıp geliyor kürkçü dükkanına, üşümüşse diye bir çay ikram ediyorum ona. Açıyorum müziğin sesini son ses, dinliyoruz birlikte. Belki ağlıyoruzdur beraber kana kana, ya da en şen kahkahayı patlatıyoruz her şeye, herkese inat.




- Son 2 yazıdır mizacımı alaşağı ettim. Ama olsun değişiklik de güzel şey. -

7 yorum:

  1. Ben de hayata sürekli gülümsemeyi bir öğrenebilsem.. Bu yaşa geldim ama nafile. Can ve huy meselesi benimki sanırım. Bardağın dolu kısmını inatla reddeden sınıfa giriyorum. Ara sıra bir umut ışığı görünüyor ama yok yani..

    YanıtlaSil
  2. Bugün sana mesaj mahiyetinde o zaman bütün gün yağdırdı yağmur; " Artık Fatma da görsün, bu kadar su varken neden hala boş kısmına takılıyor? " diye düşündü bence. İyi de düşünmüş, zaten severim de yağmuru, ohhh mis.

    YanıtlaSil
  3. Heh benim de demek istediğim buydu! Yağmuru ben de çok severim. Kış insanıyımdır, yaz ve sıcaktan fellik fellik kaçan. Lakin sabah 6.20'de ıslanınca insan kötü oluyor :D

    YanıtlaSil
  4. Ama sen hak etmişsin, ıslan da biraz bardağın dolu taraflarına bak diye hep bunlar ehehe.

    YanıtlaSil
  5. ha ha ha ama iyimserlik yakışıyor sana hadi hadi.
    :)

    YanıtlaSil
  6. Bilirim bilirim, birbirine yakışan bir çiftizdir biz.

    YanıtlaSil