26 Mart 2012 Pazartesi

Domino Taşları Gibi Dökülmek

" İçinden geleni söyle, kalırsa kabız olur. "


     Hep istemişimdir böyle "OHA!" dedirtecek bir anlam bütününün içinde yüzükoyun yere serilmiş bir cümleciği cımbızla çekip alıntılayarak yazımın başına koyup da onun akabinde bir iki satır tıklatmayı klavyemde. Aklımda fişeklenen bu cümleyi de yıldırım hızıyla atıp buraya, Harry Potter edasıyla ve kelime asam yardımıyla, sihirli sözcüklerin dudaklarımda dolandığı şu sıralarda yazmak istedim buraya. Ekspeliekstreli!


      Öncelikle, bu satırları okurken herkesin aklına sıvamışlığın dik âlası konumundaki Kavak Yelleri'nin geldiğini elbet farkındayım. Öyle olmasa bile, öyleymiş gibi aksettirin kendinize ki sevineyim şurada iki satırlık. Mistik güçlerimin vermiş olduğu rehavetle kahinmişim ben de hatta, bu da size deklarasyonum babında. Neyse. Bir de buradan ruhu pespaye soylu insanlara selamımı yolluyorum. Kelime asamdan kaba etlere doğru incecik bir köprü gelebilir her an, tetikte olun.


     Ben çok uzattım bu giriş kısmını. " Yeter! " restini çekerek içimdeki uzatıcı sözcük avcısına, başlıyorum cümlemin anlam bütününü tamamlayacak yazı cümbüşüne. Öhöm.


     Kabız olmanın rahatsız ediciliğinin üzerine yapışmasını istemiyorsan kelime pintiliği yapmadan cümlelerini sıralayacaksın karşındakinin suratına suratına. Sonrasında sancılı bir döneme girmek istemiyorsan, sözcüklerin dudaklarına takılıp da oradan çıkabilecek hali bulabilmesini umuyorsan eğer; x kişisinin arkasından konuşmaktansa yüzüne döküleceksin, domino taşları gibi, tıktırak.


     Ben bu konudan bahsetmek istemiyorum esasında. Sırf domino taşlarından bahsetmek bile daha cazip geliyor bana şu anda. O zaman, domino taşları gibi yalanların bir gün ortaya dökülmesi dileğiyle diyor ve konu başlığını başkalaştırıyorum. Metamorfoz. Ama Tarkan'ın albümü olmayanından.

     
      Sofistike salakların sofist salınımlarından sıkıldığımı sert bir sesle sakladığım sessizlikten sızlar bir şekilde şaklatıyorum. - Asonans ve aliterasyon patlamalı bu sözcük cümbüşüne hoşgeldiniz. Çay, kahve falan ne arzu ederdiniz? - Kötülüklerin kıvırtarak karşımda koşmasına kıl kapıyorum, böylesine bir kaltaklığa karşı koymak onun koyulmuşluğunu köreltmez ama kirli karakterini kova suyla kurular belki. - Ve ikinci cümle de biraz sıvarken. - Birdenbire belirsizliğin boğucu bulantılarından fışkırdı buralara, bundan bıktığımı bağırsam da suratına bana bön bön bakmaktan başka bir belirti göstermedi, bağışıklıklı piç. - Bunları yazarken ciddi eğlendim ben amaaa. -



     Benim şifrem de pek bir asonanslıdır, pek bir aliterasyonludur. Edebiyatın dibidir. Yerim ben onu. Çok da severim heyhat.


- Bazılarına şey diyesim geliyor " Sen küçükken dedikodu kazanına falan mı düştün? Ne hüplettin bu kadar da bu denli yitirdin karakterini? " Üslubumun usturup ayarı kaçıyor ama söyleyeceğim zaman, hiddet iyi şey değil a dostlar. O zaman bu anlamlı söz cümbüşü onlara gelsin, kaba etlere de aman diyim, dikkat. Asam buralarda bir yerlerde ne olur bilinmezz. -



 Bir fişeklenme sezdim ben ya, bak baak.

4 yorum:

  1. Yine konudan konuya sek sek oynamışsın :) O kazan şeysini espri olarak kullanacağını zannetmiştim böyle daha iyi olmuş ama :) Bu arada mimini cevapladım. Kötü mötü ama :D

    YanıtlaSil
  2. Bakalım hemen o zamman. Ve de kötü diye nitelendirme hemen, depresif prens senii.

    YanıtlaSil
  3. ha ha ha kime kızdın ki.
    :)
    çok asa'let var sözlerinde.
    :)

    YanıtlaSil
  4. Dedikodu cennetine düşmüş de insanlar biraz, herhalde o an ona sinirlenmişimdir, bilmem. ehehe.
    Ayh, teşekkür ederim efenim. O asa'let hepimizde.

    YanıtlaSil