4 Temmuz 2012 Çarşamba

Mim Vol. 19

     Panik dolu bir kalabalığın içine dalıp "Açılın, ben sanatçıyım!" diyerek saçma tavırlarımı insanların suratına püskürtmek isterdim. Bir umut da olurdum belki, dertlerine çare elimde kalemim, defterim ve kelimelerden akıttığım hayal gücüm ile. Bilinmez. Ya da, ölümlerden ölümlere yuvarlanmamı sağlayan güneş ışınlarını rahmetli Voldemort'un suratına geçirmek güzel olabilirdi, ne bileyim? Bir süper kahraman olup insanların suratına "Ne kadar süperim, bak!" demek falan. - Ki, süper kahraman olmasam da bunu yapmadığım söylenemez. Bencil değilim; ama hafiften megalomanlık var ruhumda. - 


     "Why so serious?" gibi bir felsefe edinerek, " 'bazen ciddi' çoğu zaman ciddiyetten uzak " konseptimdeki, tırnak işaretli kısmı alaşağı etmek isterdim. Çünkü; ciddiyetin yok edildiği yerde, tahta saçma tebessümler geçer. Yani, mutluluğun formülü çok açık evet. Bir ben, bir sen bir de ciddi tavırlardan arınmış bedenlerimiz.


     Eskiden, eskiler, çok mazilerden gelen sözcüklerle, verdikleri tavsiyelerle ve virgüllerin ardına gizlenmiş habersiz sözcüklerle, kendilerini, çok bilgili sandıkları bu evrende tabii tutuldukları sınavı geçememenin vermiş olduğu iç burkucu hayal kırıklığıyla, saldırdıkları sokakları, öldürdükleri egoları ve yavaşça katlettikleri insanlıklarıyla, karşımızda, başımızda, başımın üstünde yeri olmasa da oralarda bir yerlerde takılan, hayvansı insanlar, kadınsı adamlar, tokumsu karınlar olmuşlardır. - Evet, söylenilmek istenen çok açık. KAFAM İYİ DEĞİL! - Aslında düşününce o kadar da anlamsız sayılmaz söylediklerim. Sadece, kendini çok bir şey zannederken hayatı boyunca hiçbir şey olamayan insanların karşıma geçip "bıdı bıdı" konuşmalarına tepki mahiyetinde de olabilir. Evet evet, kesinlikle bu.


     Silmeden, silgi kullanmadan, sözcük hesabı yapmadan, sadece yazmak için tıklatmak klavyeye o kadar rahatlatıcı ki aslında. Zaten çoğunlukla yazarken bu taktiği uygularım sözcük avlamalarımda. Ve bu mimi Beyaz Sayfa yanlışım yoksa 2 ay önce bırakmıştı avuçlarımda. Ve şimdi yeşerttim ben onu, utanarak, bunca zamandır yapmamış olmanın verdiği haylaz çocuk tavrıyla, özür dileyememenin verdiği o utangaç çocuk edalarıyla, sonlandırıyorum yazımı. Ve, teşekkür ediyorum. Ben hariç herkes yaptığından dolayı, doğal olaraktan. Kimseyi mimleme zahmetine girişmiyorum. Ve hortlattığım bir mimle yeniden, hepinize selamlar.


AAA! STOP HERE! Kuulumsu Kadın var tabi. O her zaman var. Her hortlattığım mimde onun adını büyük bir mutlulukla yazacağım. Yapmamıştı. Yapmamıştır. Öyle tahmin ediyorum. Yapsa zaten, yorum atmış olurdum. O yüzden, öpücükler eşliğinde seni mimliyorum Kuul'lu hatun. Kolaylar başına üşüşsün. Heh.


Sanırım, Aylak da mimlemişti beni. Ama tabi BLOGU KAPALI OLDUĞUNDAN TEYİT EDEMİYORUM! Başka mimleyen de varsa, inanın hatırlamıyorum, üzgünüm.


Ve ben anladım ki, bütün o biriken mimleri yapamayacağım. Hep, ütopik hayallerin peşinden sek sek oynamışım demek ki. Yine üzgünüm. Çok üzgünüm bu yazıda. Ağıtlar çıkarıp, zılgıt atacağım. - Zılgıtı doğru yazdığımdan emin değilim; ama anladınız... siz.... iz..... zzzzz.... -



Hep beraber nostalji yapsak ya. OFF. Eskiden çok severdim be. Hala da severim aslında. Sevilmez mi ki yahu?

10 yorum:

  1. Elbette sevilir ya, şarkıyı bırak dinlemeyi adını duyunca bile hafiften el kol haraketlenip mırıldanmaya başlıyor insan.

    YanıtlaSil
  2. Ayyy. Bayadır uğramıyor gibiydin buralara, şu an senin yorumunla klavyemde çiçekler yüzümde gülücükler açtı. ehehe.
    Dimii? Demin attığım bir tweetle bu şarkıyla ilgili bir düşüncemi açıklamak istiyorum:
    " Yoldayken "It's My Life" dinlemek ciddi anlamda sakıncalı. Tribe girip gitar figürleriyle izleyenlere "Deli mi lan bu?" izlenimi bırakabilir. " ahaha. Acı; ama gerçek maalesef.

    YanıtlaSil
  3. silmeden yazman daha iyi olmuş bence:)

    YanıtlaSil
  4. Bazen aklına geleni olduğu gibi püskürtünce hoş olabiliyor tabi. ehehe. Ama, yazım hatalarını düzelttim yani ne yalan söyleyim, herhalde "silmeden yazma" konseptini orada parçalamamışımdır? Ama zaten o da minicik bir şey yaa. Lütfen, bunun için suçlamayın! ehehe.
    Teşekkürler efenimm, sizin buralara gelmeniz de iyi olmuş, hoşgelmişsiniz.

    YanıtlaSil
  5. " Açılın ben sanatçıyımm" dediğin anda etrafında büyük biir açılma ve boşluk olur benim yurdumda :)

    YanıtlaSil
  6. ahahaha. Genellikle öyle bir şey yaptığımda küfürlerle karşılanacağım hissiyatı içindeyim ama ben.

    YanıtlaSil
  7. öhöm öhöm! üzgünüm dostum, bak burda ne var : http://blueberryintense.blogspot.com/2012/05/bir-mim-yazsn-kisisel-gelistirdim.html

    ve ilk yorum elbetteki senin! :))

    önce çemkiricektim ben yaztım da sen es geçmişsin ama nassı olur falan falan. sonra üşenmedim açtım ve yorum var mı diye kontrol etmeme bile gerek kalmadan ilk senin adını gördüm.

    artık mimleri karıştırmaya başladık o derece! :))

    bon jovi sevilmez miii? bugünümün şarkısı seçtim bunu! yiaaa! :)

    YanıtlaSil
  8. Yalnız, o linke baktıktan sonraki tipimi görsen... "Göt olmuşluğun" resmi diye bir eser çıkabilir ortaya. ahahahaa. Ve ilk yorum benim! YUH BANA! Sanırım "genç yaşta alzheimer" oluyorum... TANRIM!
    ahahaha. Es geçmem bilirsin...
    Evet, karıştı ya hepsi birbirine. OF! Rezil oldum şimdi. ahaha.
    Vuaaay! "It's my lifee" diyişine kurban olduğum. Tabiki sevilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. vallahi o resim için koymadım o linki, vallahi! ahahaha ama güldüm. kendi halime de güldüm yani. :))
      rezil olmak mıııığ? o ne yeniyo mu? :)
      mimlerin biri gitsin biri gelsin şekerim! it's our life!!! :)

      Sil
    2. ahahahaa, ama o resmin tam sanat eserliği oluşturdun, tebrikler efenimm.
      Yaa ben de güldüm ama baya, ahahaha. İyiydi bu.
      Gitsin, gelsin, geçsin ve sonunda bitsin... Dediğin gibi "It's our life" dıdıdıdııığ dıııığ dam dam dıdıdııığ dııığ - bu "dı"lamalar şarkıdan alıntı melodiler... ehehe. -

      Sil