Kaldırımın kenarlarına dökülmüş yaprakları toplamaya çalışan rüzgarın çabalarını bir süpürgeyle başarıya ulaştıran belediye çalışanının içinde bulunduğu bu uzun isim tamlamasının zincirleme kazayla sonuçlanacağı bir kelime topluluğunun başlangıcında yakılan sigaranın ciğerlerdeki tangosuyla uçuşa geçen bir lokma çikolata kadar mutluluğa kapak açan bir hormonun boş sırıtışlarıyla noktayı arayışa geçen klavyenin tuş seslerinin Turning Tables'a yönlendiği bir kaosun içinde kaybolan zamana karşı alınan tedbirlerin sonuçsuzluğuyla boğuşan ruhlar arası etkileşimin eylemsizlik yasasını haklı çıkardığını kabullenen bir düşünce bulutu, yağmurlarını yağdırıp asitleştirirken üzerine bir baz atıp nötrleştirecek bir insan evladı bile olmadığı şu kimyasal tepkimede, denizden baban bile çıksa güvenmeyeceksin, anladım.
Kıssadan hisseye, hisseden ekonomiye, ekonomiden borsaya, borsadan paraya, paradan değişime, değişimden sahteliğe, sahtelikten saftiriğe, saftirikten Elmer'a, Elmer'dan elmaya, elmadan armuta, armuttan ayvaya, ayvadan yemeğe, yemekten yemeğe...... AMAN TANRIM! En alakasız yerden bile türevini alarak integralinde buluyoruz onu, illa çıkacak bir yerden. Demek ki "Her şeyin sonu yemektir." diye boşuna fetva vermemiş zamanında, zamanın şeyhülaşçısı. Hem dönemin gücü Napoliten da o kadar "Yemek, yemek, yemek." diyerek boşuna manyak bir gücün tombik iktidarı olmamıştır. İtalyan pizzaları, Fransız kruvasanları.... Ekmeği bırakıp pasta diyetine girmekten iyidir ama! - Bu kadar laf kalabalığının altındaki gerçeklik ise kısacası "Bu aralar çok yiyorum be, eşiğimi kaybettim. Bir bakıversenize, kapınızın eşiğinde mi?" olacak. Şşşşş, çaktırma. -
Ah zamane insanları, Mezapotamya'dan gelip ayaklarının tozuyla modernize olanlar, modernize olurken Rönesans Dönemi'ne kapılıp tersine tersine kafalarını geriye atanlar, Eski Mısır'da İlluminati'ye alet olup piramit yapanlar, şovalye olayım derken göz çıkaranlar, Orta Çağ'a gittiklerini sanırken kaybolup bir anda kendilerini dinazorların arasında bulanlar... o kadar çok tip, o kadar çok insan var ki, neden koyunlaşır ki bu insanlar? Bari koyunlaşıyorsun, bari başına çoban devşirme, hayvan! Parmak izi teknolojisini zihinlere ulaştırıp zamane insanlarını zaman dışı bırakasım geliyor bazen, sonra bir bakıyorum zaman bitmiş, tamam bir dahaki seansta kesin bak, hep şu zamansızlık yok mu?
Hesaba katılmamış bir adisyon kaçağı varsa kafanızda, hesabınızı yorganınıza göre uzatıp ona göre paçayı sıyırıp dereyi dürbünle gözleyebilirsiniz. Ne demiş atalarımız; "Kahverengiyse gözlerin, 40 yıllık hatrı 80'e bağlarsın sen." Burada göz renginin önemini mercek altında inceleyip DNA'sından akan sitoplazmayı retikulumüne bağladıktan sonra ortaya paketler halinde kabak çekirdeği çıkartabiliriz. Eğer beni takip ederseniz, sizlerle bir damla sudan bir kalıp Frodo bile çıkartabiliriz be! İnanmayacaksınız ama geçen özel zeplinimle İtalya'dan İstanbul'a iniş yaparken fark ettim ben de, İtalya'daki Salı Pazarı'ndan köpek almıştım İstanbul'a gelene kadar penguen olmuş ya, OHANEST. Ben de kankam Jim Carrey'i çağırdım, hemen ilgilendi sağ olsun. Hani, süper güçler falan güzel de bu kadarı da fazla yani.
"Pilates yaparken şalını unutmuşsun." dedi, ben de "Ebruli yapmaya gidecektim buradan ya, oralar çok soğuk, ne iyi ettin de söyledin." dedim. Hafif bir duraklamadan sonra Hürrem'in şarkısındaki "Ebuliiiiğ" melodisini mırıldandı, "Hıııı" dedim, "hayat cırladıkça güzel tabi. Turkcell de geçirdikçe."
Sadece Bir Tık ile Devamı Ekranınızda Tatatam! »
Kıssadan hisseye, hisseden ekonomiye, ekonomiden borsaya, borsadan paraya, paradan değişime, değişimden sahteliğe, sahtelikten saftiriğe, saftirikten Elmer'a, Elmer'dan elmaya, elmadan armuta, armuttan ayvaya, ayvadan yemeğe, yemekten yemeğe...... AMAN TANRIM! En alakasız yerden bile türevini alarak integralinde buluyoruz onu, illa çıkacak bir yerden. Demek ki "Her şeyin sonu yemektir." diye boşuna fetva vermemiş zamanında, zamanın şeyhülaşçısı. Hem dönemin gücü Napoliten da o kadar "Yemek, yemek, yemek." diyerek boşuna manyak bir gücün tombik iktidarı olmamıştır. İtalyan pizzaları, Fransız kruvasanları.... Ekmeği bırakıp pasta diyetine girmekten iyidir ama! - Bu kadar laf kalabalığının altındaki gerçeklik ise kısacası "Bu aralar çok yiyorum be, eşiğimi kaybettim. Bir bakıversenize, kapınızın eşiğinde mi?" olacak. Şşşşş, çaktırma. -
Ah zamane insanları, Mezapotamya'dan gelip ayaklarının tozuyla modernize olanlar, modernize olurken Rönesans Dönemi'ne kapılıp tersine tersine kafalarını geriye atanlar, Eski Mısır'da İlluminati'ye alet olup piramit yapanlar, şovalye olayım derken göz çıkaranlar, Orta Çağ'a gittiklerini sanırken kaybolup bir anda kendilerini dinazorların arasında bulanlar... o kadar çok tip, o kadar çok insan var ki, neden koyunlaşır ki bu insanlar? Bari koyunlaşıyorsun, bari başına çoban devşirme, hayvan! Parmak izi teknolojisini zihinlere ulaştırıp zamane insanlarını zaman dışı bırakasım geliyor bazen, sonra bir bakıyorum zaman bitmiş, tamam bir dahaki seansta kesin bak, hep şu zamansızlık yok mu?
Hesaba katılmamış bir adisyon kaçağı varsa kafanızda, hesabınızı yorganınıza göre uzatıp ona göre paçayı sıyırıp dereyi dürbünle gözleyebilirsiniz. Ne demiş atalarımız; "Kahverengiyse gözlerin, 40 yıllık hatrı 80'e bağlarsın sen." Burada göz renginin önemini mercek altında inceleyip DNA'sından akan sitoplazmayı retikulumüne bağladıktan sonra ortaya paketler halinde kabak çekirdeği çıkartabiliriz. Eğer beni takip ederseniz, sizlerle bir damla sudan bir kalıp Frodo bile çıkartabiliriz be! İnanmayacaksınız ama geçen özel zeplinimle İtalya'dan İstanbul'a iniş yaparken fark ettim ben de, İtalya'daki Salı Pazarı'ndan köpek almıştım İstanbul'a gelene kadar penguen olmuş ya, OHANEST. Ben de kankam Jim Carrey'i çağırdım, hemen ilgilendi sağ olsun. Hani, süper güçler falan güzel de bu kadarı da fazla yani.
"Pilates yaparken şalını unutmuşsun." dedi, ben de "Ebruli yapmaya gidecektim buradan ya, oralar çok soğuk, ne iyi ettin de söyledin." dedim. Hafif bir duraklamadan sonra Hürrem'in şarkısındaki "Ebuliiiiğ" melodisini mırıldandı, "Hıııı" dedim, "hayat cırladıkça güzel tabi. Turkcell de geçirdikçe."
Tatlı şarkı. Yıllaaar geçse de tatlı.