Sonunda yakaladı beni. İstediği oldu ve ele geçirdi bütün zihnimi, düşüncelerimi hatta beynimi bile. Nereye gitsem benimleydi artık. Ben - sen kavramını yitirmiştik onunla; ama biz de değildik işte, yine bendim o. Bağımsız değildik artık, bağımlıydık birbirimize. Kenetlenmiştik garip bir şekilde. Tek bir bedende hatta tek bir başın içinde benleştik onunla, hiçbir zaman biz olamadık ama, bizleşemedik... Başıma ağrıları sapladı acımadan, zaten adı da ' baş ağrısı 'ydı. Düşünce yetilerimi kaçırdı hızlıca, geçti oturdu koltuğuna, iğnelerini batırdı sinir nöronlarımın impulslarına. Pat. Pat. Şlat. Ve dudaklarından dışarı fışkırıyordu " nihahahalaalaaaa. "
Baş ağrısının elinden aldım sonunda düşünce yetimi ve tıklatıyorum klavyeye umarsızca. Ve değiştirdi şarkıyı sincapçığım, sanırım repertuarı geniş keretanın. " We only said good-bye with words I died a hundred times You go back to her And I go back to... I go back to us " Çok da içli söylüyor rahmetlinin ardından, çok da içten. Sanırım gittikçe alışmaya başladım ben bu sincaplara. Biraz daha az gürültü çıkartsalar iyiydi, yoksa sinirlenip çocukların topunu kesen o öfke küpü komşu niyetine ben de onların kuyruklarını kopartabilirim. Tamam yia, kıyamam belki ama kafamı sallarım onlar da kendilerini roller coasterda sanırlar. Ya da korkunç şeyler hayal ederim de kendilerini korku tünelinde bulurlar. Patilerini denk alsınlar, daha doğrusu ayaklarını. Patiler köpekte olurdu ya, ne diyorum ben?
Gittikçe saçmalamaya başladım. Gittikçe uçuyorum bir yerlere. Gittikçe gidiyorum, gidilecek yer kalmadığında bile. Sınırsız bir yolculuğa çıktım. Burada yumuşacık develer var, masmavi de bir gökyüzü. Gökyüzü bazen kırmızılaşıyor da, bazense beyaz. Bir kıvılcım patlatıyorlar arada, bir şarkı bangırdatıyor sonra. " They tried to make me go to rehab, I said, 'No,no,no ' "
- Baş ağrısından Amy Winehouse'a doğru bir yolculuk. Amy Winehouse'dan sincaplara, sincaplardan yumuşacık develere. Hayat güzel, daha doğrusu sen onu güzel görebilirsen. -
Ölünün arkasından konuşmak olmasın da, Amy ya senin sesine fazla gitmiş güzellik çehrene birazcık az kalmış sankim. Ama olsun, haydi beraber söyleyelim. " He walks away, the sun goes down He takes the day but I’m gone And in your way in this blue shade My tears dry on their own " Ya da ben söylemeyim, birazcık bozabilirim. Amaaan içimdeki Rakçı Serpil sağ olsun, kotarırız işi. ehehe.