19 Haziran 2012 Salı

Tecrübe Zincir Tamlaması

     Anlatım gücü zayıf bir adamın şair olmasındaki ironi gizlenmişti sözcüklerine. Sanki kendisi değildi konuşan, bir başkasının kelimelerini geçirmişti üzerine de formaliteden sallandırıyordu dudaklarını. Duyduklarım karşısında hörgücünü kaybetmiş bir deve gibiydim. İnanamıyordum! Böyle ürkütücü şeyler söyleyebileceği aklımın ucuna teğet bile geçemezdi. Sonuçta o Batman'di, Gotham Şehri'nin hınzır kahramanı. Yani, benim için öyle sayılırdı. Ben onu büyüttükçe o da giderek küçüldü çaktırmadan ve şimdi ise bir nokta halini alarak sonlandırdı cümlelerimizi. Bense ünlem işaretlerini gözyaşlarıma batırarak kaleme aldığım bu hikayeyi, suratıma yapıştırdığım aptal bir tebessümle bitiriyorum. Yine de gülüyorum; çünkü her şey o noktanın getirildiği cümlenin ardında başladı. Her bitişin yeni başlangıçların kapısını kırdığını öğrendim sayesinde. Şimdi düşündüğümdeyse onu, bana kazandırdıkları için teşekkür ediyorum. Bir Şebnem Ferah şarkısı gibi ben de "artık kısa cümleler kuruyorum".


     Küçük bir çocukken, 1975 yıllarında falan; hayatın zorlama mutluluklarla geçmeyeceğini öğrendim. O zamanlar annemle babam çok kavga ederlerdi. En gereksiz şeyi sihirli bir kavga merceği ile büyütüp birbirlerine fırlatabilecek kadar saçma bir hale gelmişlerdi. Ve ben ebeveynlerime baktığımda sadece "Bir hevestiler birbirleri için belki eskiden; ama şimdi birliktelikleri onların cehennemi olmuştu." diyebiliyordum. Bir sevgi yanılsamasının kurbanıydı onlar; ama iyi tarafından bakarsak olaya. BEN DOĞDUM!


     12 yaşlarındayken falan, yani 1979 yıllarında; hayatın insan sünepeleriyle geçmeyeceğini öğrendim. Takdir görme uğruna en yakın arkadaşlıkların bir anda silinebileceğini o zamanlar acı bir şekilde tokat gibi hissettim suratımda. İnsanlar bencildi, insanlar korkaktı ve insanlar kendi çıkarları olmadan kıllarını amuda bile kaldırmazdı. Ama iyi tarafından bakarsak; bunların hepsi de bir tecrübeydi benim için.


     15. yaşıma merdiven dayadığım sıralarda; hayatın da tepeme bir merdiveni hiç acımadan indirebileceğini öğrendim. Ölümle tanıştım, hem de en yakınımdaki... ablam. Trafik kazasının kurbanlık koyunuydu o ve hayatının baharında, 25'lerindeyken, yaşam okyanusunda boğulmaya terk ettik onu. KURTARAMADIK! Nefes alışverişleri sadece bir hayal, sesini duymaksa uzak bir hatıra gibiydi. Ama... doğru iyi tarafından bakılacak bir tarafı yoktu bunun.


     Reşit olduğum zamanlarda, ihanetin her zaman sinsi bir dost gibi yakınlarımda dolaştığını öğrendim. İnsanın "Beni öldürüp cesedimi çöplüğe atsalar bu kadar üzülmezdim." diyebilecek kadar kırılabileceğini öğrendim. Güvenmemeyi öğrendim. Daha doğrusu, güvenmemem gerektiğini. Herkesin insan olamadığını öğrendim. Ama iyi yanından bakarsak; "herkesi kendim gibi bilmeme"yi öğrendim.


     22 yaşındayken; hayatın at gözlükleriyle sürdürülemeyeceğini öğrendim. Ebeveynlerim ayrılmışlardı sonunda ve ben gittikçe dipleri boylamaya başlıyordum hayatta. Hayatımdaki tek iyi şey Batman'di. Çünkü o en kötü olduğum zamanlarda beni kurtaran bir süper kahramandı. Yani, ben öyle sanıyordum. Üniversite yıllarının pembe gözlüklü dilberlerine bürünmüştüm. APTAL! Bir iyi bir şey daha vardı ama yanımda, o da Camel Soft.


     24 yaşlarındayken; hayatımı kimse için değiştirmemem gerektiğini öğrendim. İtalya'ya gidip hayatımın işini alacağıma burada sevgili Batman'in yanında olmayı tercih etmiştim. Ne salaklık, ne umursamazlık, ne çocuklukmuş aslında yaptığım. Batman, maskesini sufleden akan çikolata gibi akıttıktan sonra suratından, ben de KENDİMİ ERTELEMEMEYİ ÖĞRENDİM. KENDİM İÇİN YAŞAMAYI. Ben ne istersem o olacaktı artık ve İtalya'ya gidecektim. Her şey zaten o zaman başladı:

     25 yaşındayken; her zaman yeni bir hayat kurulabileceğini öğrendim. Hiçbir zaman dibe vurmadan yükselemeyeceğini. Çünkü ben, 25 yıldır yükselmekten çok düşmüştüm bu hayatta. Ve şimdi farklı bir ülkede farklı insanlarla farklı bir kültürün içinde bambaşka biri haline gelmiştim. Bambaşka biri dediğim aslında salt bendi. Korkmadan kendim olabilmeyi öğrendim. Mutluydum, huzurlu ve Batman'in kalıntılarından sıyrılmış gibi. Hayallerimi gerçekleştiriyordum, belki o işi geri alamamıştım; ama yine de ütopyalarımı gerçek hayata yansıtıyordum. Ben bendim artık. Ne bir fazlaydım bu hayatta ne de bir eksiklik barındırıyordum içimde. Olması gerektiği gibiydim, bendim işte. Ablamın öldüğü yaşta ben yeniden doğmuştum, ne garip?


     Şimdi 45'lerine iple sarkıtılan bir hanım olarak karşınızdayım. Yalnız da değilim, Batman'im olmasa da bir Clark Kent'im vardı artık. Italianoo. Hiçbir zaman "hiçbir zaman" diye başlayan cümleler kurmamam gerektiğini öğrendim. Hayata hep başka pencerelerden bakılabileceğini gördüm. Mutlu olmayı öğrendim, bütün fazlalıklarımdan arındırılmıştım. Fazla kiloları falan da vermiştim hatta. (kahkaha) Ve öğreniyorum da. Öğrenmenin sonu yok sanırım. 70'lerinde elleri titreyen bir ihtiyar olduğumda da bir şeyler öğreneceğim. Ama en çok da; sigaranın sağlığa zararı olsa da ruha yararı olabileceğini öğrendim. Ve en güzel hediyenin hoş bir sohbetin kenarlarına iliştirilmiş kahkahalar olabileceğini. 


- Deneme görünümü altında bir hikayedir kendileri. -

- Tükenmez kalemin tükenmişliğinin gücü adına, tüketilen kelimelerden yeni dünyalar inşa edip sıyrılalım önyargılarımızdan. Hoş bir melodi sunalım dinleyenlere kelimelerin estetikliğini toplayıp avuçlarımıza. Bir eyalet inşa edelim kendimize, ön yargılarından arınmış tatlı insanları koyalım içerisine. Bir şarkı söyleyelim hep beraber. Pianist de ben olayım. Vokalist de Şebnem ile Ado. -






99 yılından bir adet Şebo armağan ediyorum sizlere. Burada karakterimiz de sanırım 32 yaşında falan.

21 yorum:

  1. Yine hoş sırıtışlar eşliginde okudum yazini bide soda açtim:))25yas favorim bu arada,,e hani yeni yazi yokmu yolda,bu tüketim cilginligimda neee:)

    YanıtlaSil
  2. zaman tünelinde gidiyormuş gibi hissettim kendimi..kahramanın zaman tüneli benimkiyle içiçe geçti bazı yerlerde..bazende kendiminkine saptım sanırım..ne çok şey değişmiş cidden nasıl farklı biri haline gelmişim hayat ne farklı yerlere atmış beni..
    ama zor da olsa güzel şey be yaşamak..

    YanıtlaSil
  3. bu hıkaye o kadar gercekcıkı karakterler ve yasanılanlar yasamın ıcınden alınmıs gıbı cok sevdım elıne sağlık.bazı yerlerınde kendımı buldum.

    YanıtlaSil
  4. DepresifPolyanna: Ohhh, soda meyvelidir umarım? ehehe. Yaş Otuzbeş'ten 10 yıl gerisi, hoştur tabi, gelince görürürüm. ehehe.
    Ama bu tüketim çılgınlığı insanı mutlu ediyor, teşekkürler vallaa. O sırıtışını bana da sıçrattın. ehehe.

    Milena: Kendinle bağdaştırabildiysen kimi yerlerde, benden mutlusu Şam'da şeftalidir. Teşekkürler Milena'cım!
    O değişimlere göğüs gerebiliyorsan, o farklılıkları kendine engel olarak koymuyorsan; cesaretin ve sabrın madalyasını sana takmak gerek o zaman.
    Evet, zor olsa da güzel şey yaşamak. Güzel olsa da zor bazen yaşamak. ( Su hayattır, hayat güzel misali... ) - Sanırım saçmaladım. -

    biricitconsungunlugu: Teşekkürler biricik hatun, senin de yorum yapan parmaklarına kuvvet. Kendini bulduysan cidden, mutlu ettin.

    YanıtlaSil
  5. ben de Özdemir Asaf ın yaşlı yazısını paylaşıcam bi'ara. Kusturup sizi artık :))

    "KENDİMİ ERTELEMEMEYİ ÖĞRENDİM. KENDİM İÇİN YAŞAMAYI." 24 yaşındayım hala bunu öğrenemedim :/

    ama dibe vurmadan yükseğe çıkılmıycağını biliyorum bak, "hiç bir zaman" diye cümleler kurmamam gerektiğini de, ve hiç bir zaman hiç bir zaman demem :P ehehe ironi oluşturdum :)

    güven duygusu. insanlara güvenmemem gerektiğini öğrendim. en azından hemen güvenmemeyi. oof öyle işte.

    artık kısa cümleler kursam iyi olucak :) ado yu da şeboyu da severiyoruz! söz onlarda. muah! :)

    YanıtlaSil
  6. heeey burda tarzın değişti ama ne güzel değişmiş.
    :)

    YanıtlaSil
  7. Kuulumsu Kadın: ahahaa, artık Özdemir Asaf denilince aklımın bir köşesinde hep "Kuulumsu" olacaaaak.
    Olsun, karakterimiz 24'ünde öğrenip 25'inde uyguluyor. Bu mantıkla, 1 yılın var dahaa. ehehe.
    İronini yeriiim. ahahaaa. Çohoş.
    En azından herkese güvenilmemesini gerektiğini. Evet "ooof ooof, körü gibi yanıyorum" - Alakasızlığı maydanozla yarışır bu şarkı alıntılamasının. ehehe. -
    Ado ve Şebo sevilmez mi ki ya? Söz her zaman onlara bağlanıyor, güzel bir tad bırakıyor kulaklarımızda. ehehe.

    deeptone: Evet, farklı şeyler de denemek gerek. Teşekkürler adamın deepiii.

    YanıtlaSil
  8. Hüzünlü bir hikayeyi çok başarılı kurgulamışsın. Bir dizi filmin içindeymişim gibi okudum. En çok ablasına üzüldüm. Ölüm...

    YanıtlaSil
  9. Bir de profil resminden çok tırsıyorum :)))

    YanıtlaSil
  10. Öncelikle; yorumun yüzüme bir tebessüm karmaşası fırlattı, teşekkür ederim. ehehe. Evet, ölüm her zaman en zedeleyeni insanı. Daha yaşamadım aslında öyle bir acı; ama tahmin edebiliyorum. ( Ne kadar edilebilirse tabii. )

    Sonralıkla; ikinci yorumun daha da bir tebessüm ettirdi. ahahaaa. Bu fotoğraf Helena Bonham Carter'ın Harry Potter'daki karakterinden bir resim; ama tırsttırtıyorsa değiştiririz efenimmm. Başka bir şey buluruz. ehehe.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyza çok tatlısın :)) Harry Potter'ı severim ama yeni profil resmin çok güzel :)) Artık korkmuyorummmm :))) Çoookkkk öpüyorum seni :)

      Sil
    2. E Johnny Depp ve Jack Sparrow olunca güzellik seyran olur, derler. ehehe. Teşekkürler Ahu'cum, ben de çok çok öpüyorum. Korkularını geçirdim!! ehehe.

      Sil
  11. umarım sınavlardan sona keyiflisindir.
    :)

    YanıtlaSil
  12. Şu an keyifler tıkırında; çünkü moral bozacak sınav yarın. ehehe. - FİZİK-KİMYA-BİYOLOJİ -
    Sorduğun için teşekkürler deeptengelennaziktone.

    YanıtlaSil
  13. çok güzel olmuş, kendimden geçtim okurken, hatta bi an noluyoo ya bile dedim, kalemine sağlık! daha çok dene bence :)

    YanıtlaSil
  14. şimdi iyisindir umarım o zaman.
    :)
    kimya yaparsın sen nolcak ki.
    :)

    YanıtlaSil
  15. selin eski: Teşekkür ederim azizim, yorumunuz çok değerli benim için. ehehe.

    deeptone: Biliyor musun, Kimya'yı baya düzeltmiştim aslında. Ama Fizik iyi geçti, Kimya da pek bir fena değil. Kötü değil sonuç sanırım, bilemiyorum. ehehe.
    Hem tümden doğru çıkartma potansiyelim vardı Kimya'dan, bilirsin. ehehe. Teşekkürler tekrardan sorduğun için.

    YanıtlaSil
  16. oy oy oy :)) 24-25 yaşlar tamamdır. bana yakın geldi açıkçası. o yaşları geçmiş bulunmaktayım tabi. Kıvamını iyi tutturmuşsun hikayenin dibine tutmamış yani :D Bu arada bir şebo fanı olarak sondaki şarkılarda onu görmekten memnunum söyleyeyim :)

    YanıtlaSil
  17. Teşekkürler Serdar'cım. Yorumların çok mutlu ediyor doğrusu, dibi tutmamışsa iyidir yahu. ehehe.
    Şebo her yazıya bir tad katıyor, sağolsun. ehehe.

    YanıtlaSil
  18. rica ederim :) evet başımızın tacıdır kendileri

    YanıtlaSil
  19. Ses telleriyle demlendirir yazıları! ehehe.

    YanıtlaSil