19 Eylül 2011 Pazartesi

Edebi Afrodizyak

     Aforizmalarım, edebi afrodizyak etkisi yaratabilir. Ruhsal doyumun nirvanasına çıkarıp, sana orada bir çay demleyebilir. Elinden tutup kırlarda dolaştırabilir. Temiz hava burnuna akın ederken, beyin masajıyla düşüncelerini gevşetebilir. Ya da cümlelerin ağırlığı altında ezilirken kötü kadın kahkahasıyla kulaklarını tırmalayabilir. Herkes üzerinde değişken etkilere sahiptir sözcüklerim, severim keretaları.


     Fizik'teki tork bile dengeleyemez bazı kişilerin dengesizliğini. Bilim dili konuşma yetisini kaybeder bu kimselerin karşısında. Terazilerine ne konulursa konulsun eşitlenmesi, fili tek kişilik sandalyeye sığdırabilmek gibi bir şeydir. Dengeleyici kuvvet, almış başını uzak diyarlara doğru bir yolculuğa çıkmıştır. Düşünce yetisi ise kişiye ulaşamadan araba kazasına kurban gitmiştir.  Bu kimseler, kendi fikirlerine sahip olamayacak kadar da acizdir. Fakat ben bugün onlardan bahsetmeyeceğim, bu ilerki bölümün fragmanı babında minik bir paragraf olsun yane ehehehe.


     Küfür etmek, her zaman argatonik fasolistik sözcüklerin dudaktan kulaklara doğru, havadaki titreşimler aracılığıyla şiddetli bir şekilde aktarımı değildir. Küfür etmek bu kadar sığ, bu kadar minik bir forma sığdırılabilecek kadar yüzeysel bir olgudan ibaret olamaz canlarım. Zira tavırlarıyla küfürü nirvanaya fırlatan kişiler mevcut dünya toprakları içerisinde. Ya da E.T topraklarının kuytu köşelerinde. Belki de ayın karanlık yüzünün aydınlanmış o minik penceresinin kenarında. Her neyse, kısacası anlayacağınız küfür sadece dilin terbiye edilmemiş kelime haznesinden ibaret değildir.


     Küfrün amacı, kişinin canını yakıp onu yerin dibine, magmalar dolaylarına sokmak değil midir? Çıkamayacak oradan pezevenk sonra. Fakat yergiyi illa argo sözcük seline boğularak yapmaz ki insan. Bazen küfür sadece sessizlikten de ibaret olabilir. Ya da surata atılan bir tokattan da. Veyahut bakışların içinde gizli duran anlamdan da. Bir sürü forma bürünüp çıkabilir anlayacağınız karşınıza küfür, o yüzden en zararsız olanı argo vörjınına bu kadar da kötü davranmayın. Yazıktır. 


     Ellerimi kelepçeledi sorumluluk denen lanet olası gardiyan. Elime bir kalem verdi, önümdeki boş kağıtları çekip yerine test kitaplarını bıraktı. Mesela bu da küfürün benim yanımda büründüğü farklı bir formdur. Argo olarak gelseydi daha iyi değil miydi yani şimdi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder