Nikotinin süper güçleri adına, garson yine kül tablasını değiştirerek dünyayı kurtardı. Bir saatine baktı, öncekiyle arasında 5 dakika vardı sanırım. Neden dünyadaki tek şey onun kül tablasıymış gibi üşenmeden her dakika gelip değiştirirlerdi ki? Daha kaç tane içtiğine bakacaktı, 1 paketin üzerine kaç tane daha eklediğini sayacaktı.... Ve sonra kendine kızacaktı, "Hüznümü örselemek için ciğerlerimi söndürdüm." triplerine girecekti. Sonra telefon edip "BİTİN LARVASI" diye bağırıp kapatacaktı. Mükemmel benzetmesinden dolayı kendini tebrik edecekti daha. Ardından hesabı ödeyip gidecekti usulca. Ama garson, illa her şeyi mahvetmek zorundaydı. Şimdi alaşağı gelen duygularıyla, kafasının içindeki sincapların sek sek oynaması arasında tıkılıp kalacaktı bu sandalyeye. İyi ki sigarası vardı. Ama onun ömrü de az kalmıştı sanki.
Bütün yüklerinden arındıktan sonra kendine "Yapılacaklar Listesi" yapmayı planlıyordu. İlk maddeye de "Hiçbir şey yapmamak." yazıp diğer maddelerin hepsini geçersiz kılmayı amaçlıyordu. Ve aynaya baktığında gözkapaklarındaki göletin karşısındaki şahsı görmeye tahammül edemiyordu. Bunalmıştı artık. Yaşamamak için değil, yaşını ilerletmemek için içip zamanı avuçluyordu. Unutuyordu. Sigarasını yudumlayıp, gözlerini kapatıp, karşısında hiç olmadık hayallerin seyrine dalıp, hiç olmadık insanların sözlerine aldanıp, hiç olmadık duyguların gerçekliğine kanıp yaşlarını akıttığı müziğine kapılıyordu hayatın.
Zincirlerinden sıyrılıp, kelepçelerini koparıp uzaklaşmak istiyordu buralardan. Dilini bilmediği bir ülkenin küçük bir kasabasına gitmek, kimsenin tanımadığı "o yabancı" olmak, sözcüklerin diliyle değil de duyguların yansımasıyla konuşmak, kendini bırakıp hayatın boşluklarında salınmak...
Öfkesini kül tablasında söndürüp sigarasının dumanlarına bindirdiği hayallerini gökyüzüne üflüyordu. Bir kuşun kanatlarına bıraktığı umutlarını güvercinlere yem edip uzak diyarlara yolluyordu, belki kuşu gören başkalarına da umut olur diye. Dumanı tüten çayına dumanı tüten sigarasını yapıştırıp beraber yüksek yüksek tepelere gönderiyordu. Kırılan kalbini batikona bandırıp iyileştirmeyi umuyordu. Her şeye rağmen gülüyordu ama; çünkü içine balıklama atladığı filozof tripleri ona şunu göstermişti: Hayat bir şeylere üzülüp harcanacak kadar uzun değil. Bazen gülebildiğin kadar mutlusundur ya, haydi sırıt sen de. Hiçbir şey bir parça tebessümün yerini tutamaz bu hayatta! Bu arada, "bitin larvası"nın bir diğer adı da "yavşak"tır.
Zincirlerinden sıyrılıp, kelepçelerini koparıp uzaklaşmak istiyordu buralardan. Dilini bilmediği bir ülkenin küçük bir kasabasına gitmek, kimsenin tanımadığı "o yabancı" olmak, sözcüklerin diliyle değil de duyguların yansımasıyla konuşmak, kendini bırakıp hayatın boşluklarında salınmak...
Öfkesini kül tablasında söndürüp sigarasının dumanlarına bindirdiği hayallerini gökyüzüne üflüyordu. Bir kuşun kanatlarına bıraktığı umutlarını güvercinlere yem edip uzak diyarlara yolluyordu, belki kuşu gören başkalarına da umut olur diye. Dumanı tüten çayına dumanı tüten sigarasını yapıştırıp beraber yüksek yüksek tepelere gönderiyordu. Kırılan kalbini batikona bandırıp iyileştirmeyi umuyordu. Her şeye rağmen gülüyordu ama; çünkü içine balıklama atladığı filozof tripleri ona şunu göstermişti: Hayat bir şeylere üzülüp harcanacak kadar uzun değil. Bazen gülebildiğin kadar mutlusundur ya, haydi sırıt sen de. Hiçbir şey bir parça tebessümün yerini tutamaz bu hayatta! Bu arada, "bitin larvası"nın bir diğer adı da "yavşak"tır.
Ama harika olmuş bu yazın...Ama bir etkilendim ben be Beyza..
YanıtlaSilelimde sigarayla okudum, bayağı bir durdum, derin nefesler al Beyza dedim sana, derin derin içine çek ki kaybolmasın...
YanıtlaSilhep böyle yaz, her zaman bir öncekinden daha yavaş anlat :)
Beyaz Sayfa: Ama yorumun da harika hissettirdi. Tebessüm ettirdi. Teşekkür ederim. ehehe.
YanıtlaSiluçan balon: Tam konsepte uygun okumuşsun o zaman, en tatlısı! ehehe.
Meraklanma örtmenim, kaybetmem.
Beğendiysen ne mutlu. ehehe.
ben seni okumayı sahiden çok seviyomuşum, bunu farkettim.. tabii bi de patrick forever(:
YanıtlaSilBunu senden duymak, ikinci defa hem de, pek bir tebessüm ettirici. ehehe. Teşekkürler pikassooğ.
YanıtlaSilPatrich candır yahu. ehehe.
Bitin larvası pek yaratıcı cidden.içimden küfretmek geldiğinde de aklıma gelir umarım;)
YanıtlaSilTatlı kıvamında şeker gibi bir yazın var:-) Keşke kavramlara gerek duymadan anlaşabilsek. Keşke arada sırada dilimizin duygularımıza tercümanlık yapması gerekmese. Keşke...
YanıtlaSilEbru i.S.: ahahahahaa, jargonuna bir kelime katmak ne güzel.
YanıtlaSilFateme: Teşekkürler Fateme'cim.
Ne güzel söylemişsin. Keşke o kadar bağımlı olmasak kelimelere bazen....
Son günlerde ileride yapmak istediklerimi yazmaya çalışıyordum..Gel gör ki hala yazmadım.yazamadım..ilk sıraya 'hiç bir şey yapmamak' yazmam umarım. :))
YanıtlaSilBitin larvası olayı aklıma 'angut' kelimesini getirdi...Angut da yavşak gibi... akla ilk abest yorumlar geliyor ama aslında kendilerini has anlamları var. :)
ahahahaa, umalım ki öyle olmasın. Listeni merakla bekliyorum o zamman.
YanıtlaSilDoğruuu, akla gelen ilk anlam her zaman doğru olmayabiliyor. Güzel vurgu. VİYUF.
hayatımda bir tebessümle çok şey anlatmak istediğim anlar olmuştur karşı tarafa. Anlattım da, gel gör ki anlaşılamadım !
YanıtlaSilZamanla anlaşılır kıvama gelir belki o tebessümler.
YanıtlaSilha haaaaa en güzeli hiçbirşey yapmamak ki illa bişi yapmak gerekmiyor. zorlamasınlar biziii.
YanıtlaSil:)
Dimii? Zorlamasınlar, aksın gitsin hayat bildiğince. ehehe. Zaten "hiçbir şey yapmamak" ütopyadan başka bir şey değil, hani en kötü koltuğa uzansan bile "uzanmış" oluyorsun, bir eyleme icabet etmiş oluyorsun yani. PEH. Biz de ütopyalarda yaşayalım ya o zaman. ehehe.
YanıtlaSilney? nası yani? itiraf et bunu beni düşünerek yazdın? :p beni anlattın?! ehehe :)
YanıtlaSilbeyzacanım hani psikolojimiz bozuk olduğunda dinlediğimiz bi'şarkıda, bi filmde kendimizi buluruz ya ondan mıdır bilmem ben de burda kendimi buldum. ama düşünüyorum da hakkaten öyle ya psikolojimle alakası yok :)
misal, sigara! evet sigaranın dumanının çaya karışması. düşünüp içilen sigaralar ve yani kısaca "SİGARAMIN UCUNDAKİLER" -büyük harf çılgınlığı- :)
daha ilk paragrafta burda "Yorulmuştu sözcükleri. Dudaklarında son bulan bir hadisenin şahidi olmaktan yıpranmıştı hisleri. Elindeki sigaranın dumanında kaybolmuştu gözleri. Bir saniyede anlamını yitirmişti tanrının sözleri. Yavaş yavaş, hiç ses çıkarmadan şahit olan evrene ise bastırmıştı kinini. Ama sonra bir an bir durdu, gülümsedi. Ne düşünüyordu, kim bilir?" dedim bunu hatta.
sonra bütün yüklerinden sonra yapılıcaklar listesi! evet aynen öyle :) zaten hiç bi'şey yapmamak için her şeyi yaparım felsefesi güdüyoruz :)
"Sözcüklerin yerine getiremeyeceği şeyler vardır bazen. Kelimelerin ulaştığında anlamını yitirdiği zamanlar. Bazen sadece gülümsemek yeter, her şeye karşı o muzip sırıtışla yıkmak duvarları. " burda da gülümsedim.
teşekkür ederim. neden bilmiyorum ama içimden geldii. hehe lovekissmiss! :)
ahahahahaaa, belki bilinçaltımdaki Kuulumsu kırıntıları yazdırmıştır, bilmem.
YanıtlaSilKendini bulabileceğin iki satırlık bir şeyler karalamışsam, sen de tebessümleri getirdin bana Kuulumsucanım. ehehe. Ama umarım senin hikayen de böğürtlenlere bağlanır en sonunda.
SİGARAMIN UCUNDAKİLER artık bir yaşam biçimi oldu. ehehe.
"zaten hiç bi'şey yapmamak için her şeyi yaparım felsefesi güdüyoruz" OHA, çok sevdim.
Gülümsemeni yesinleer.
Ben teşekkür ederim Kuullu hatunuum. ehehe.
kisseslot - ingiliş kafiyeni de yesinler. ahahahaa. -