Ö nceliğimin ötesinde bir darbeydi bana bu
S essizce geldi ve tutundu boynuma, çekti beni
Y alnızca cevapları istemiştim, nerde hani? Ara bul.
M enstrüasyon dönemindeki Nimet gibiydi.
Y eni yetmeliğimizin yetmediği bir yerdi sanki
İ stifi ziftli insanların hazırladığı soru cinneti.
P eki şimdi bu her şeyin ölçüsü olur mu?
A srın cinayeti kimyanın buluşu
T ek bir dileğim var, bir kitap yazayım hadisene
L eş gibi gözümde fen derslerinin duruşu
A rtıları götürdü sınavın bütün eksileri
T...
31 Mart 2012 Cumartesi
Akrostiş Gümletme
Sadece Bir Tık ile Devamı Ekranınızda Tatatam! »
30 Mart 2012 Cuma
Mavi - Yeşil Light Tonlular
Hangi cehennemin diplerinde fink atıyorsan gel beri de cennetin kıraathanesinde iki el tavla atalım seninle. Sonra mars edeyim de seni, arafın üzerinden Mars'a giderken selamımı da götürürsün yanında, beraberinde, koltuk altında. Oradan da zaten Neptün'e yolu sora sora dünyayı bulursun. Yıldızların kamaştığı o yerde biyosferli mezosferli geoid.
Ama öncelikle bizim minik buruşuk E.T yürekli ihtiyarlara uğramanı istiyorum. - Minik Buruşuk...
29 Mart 2012 Perşembe
Teşekkür Postu

Selamlar sayın bloggers. Kirpiklerini mürekkebe batırıp da kağıt yokluğunda klavyeye tıklatan çilekeş yazardaşlarım. Heyoo. Nassınız?
Uyarı: Bu yazım normal yazılarımın kulvarının bayacana bir başka taraflarında olacak. Zaten kısa bir şey olacak. Teşekkür babında. Fatmacan' a. Öhöm.
Bundan aylar öncesiydi, film yorumlarıyla...
Etiketler:
ayrı pencere,
seyircikoltugu,
sinema,
teşekkürler
27 Mart 2012 Salı
Kulaklıkların Korkulu Rüyası
Muktedir zamanların ukdelerine maruz kalmış tahripkar bir yazı cümbüşünün giriş kısmında bulunduğunuzun bilincine vararak irislerini gezdirmeye başlamanız tavsiye edilir bu satırların üzerinde, sessiz, sakin ve biraz da narin bir şekilde... Diyesim geldi; fakat satırlarımı depresifik hatunun esareti altında yazmayacağımdan ilk cümlenin ahvalini atalım yazının girizgahından, sert bir şekilde, jargon fışkırmasıyla ve biraz da dehlemelerle. Lililili yaar.
...
Etiketler:
bittersweet,
klavye,
kulaklık,
natalie portman,
Rehab,
the rasmus,
v for vendetta
26 Mart 2012 Pazartesi
Domino Taşları Gibi Dökülmek
" İçinden geleni söyle, kalırsa kabız olur. "
Hep istemişimdir böyle "OHA!" dedirtecek bir anlam bütününün içinde yüzükoyun yere serilmiş bir cümleciği cımbızla çekip alıntılayarak yazımın başına koyup da onun akabinde bir iki satır tıklatmayı klavyemde. Aklımda fişeklenen bu cümleyi de yıldırım hızıyla atıp buraya, Harry Potter edasıyla ve kelime asam yardımıyla, sihirli...
25 Mart 2012 Pazar
Mim Vol. 9
Mimli bir yazıya daha hoşgeldiniz efenimm. Ofelyacan 'ın bana mimi yapıştırdığı bir yazı cümbüşüdür bu. Anketli mim, biraz da depresif sorulu ama ossun.
Hayatınızda ‘artık yok’ dediğiniz şeyler var mı?
Şöyle bir tartıya koyduğumda hayatımı eksilenleri keşfetmedim değil kantarımda. Ama yerleri doldurulmadı değil şimdi. Ben de eksildim ama giderken o artık olmayanlar, toparlandım gibimsi ardından. Burada saydırmakla uğraştırmayın beni, herkesten zaten bir parça koparılıp...
23 Mart 2012 Cuma
Mim Vol. 8,5

Mim ile ödül karmaşasında kalmış bir yazıdır bu. Öhöm.
Beni ecnebi insanlar da takip ediyor ya hani, ondan soruları İngilizce - Türkçe yönlendireceğim ki yabancılık çekmesin bu bizim yabancılar. - Tamam kitlelerimde Amerika, Almanya, Rusya, Kanada falan olsa da onların ne amaçla buraya tıkladıklarını bilemediğimden bir şey diyemeyeceğim. Neysesiciğime. - Gevezeliği bırakıp yollanıyorum yazının sorularına...
Etiketler:
Johnny Depp,
mim,
renk,
sarı-lacivert
22 Mart 2012 Perşembe
Başlık: Fötr
Optimist edaların peşimde köpek gibi koştuğu şu saniyelerde aptal bir ifadeyi yapıştırdığım gibi suratıma yollanıyorum yudumlanılmışlığın rahatlatıcı sokaklarına. Bir esinti yuvarlanıyor saçlarımın arasında, kaldırım taşlarının üzerinde dans ediyor hatta, kafasının üzerinde dönüyor, break dansçılara kaldırım taşı çıkarırcasına. Minimalliğine bakmadan tribal bir hale giriyor...
19 Mart 2012 Pazartesi
Haberistik
Soylu bir ailenin soylu bir çocuğu olan Soycan Soylu, soyunun kuruduğunu gözyaşları eşliğinde geçen günlerde televizyonda itiraf etmiştir. Türkiye'nin görmüş olduğu en dramatik sahnelerden biriydi belki de bu. Başlıkta yazan " SOYLU'NUN SOYU TÜKENDİ! " adeta kitleleri camilere, türbelere, kliselere, sinagoglara falan sürüklemiştir. Herkes dualarıyla canlandırmaya çalışıyordu...
17 Mart 2012 Cumartesi
Esneme Gibi Bulaşıcı Sözcükler
Parmak uçlarıma gelip kıvranıyor sinsice, göz kırpıyor ardından birazcık muzipçe. Test kitaplarının arkalarından bön bir bakış fırlatıyorum ben de içten bir şekilde; çünkü soruların karşısında Türkiye'de Türkçe bilmeyen bir Fransız'dan bile daha Fransızım.
O zaman Fransa'ya taşınmalıyım belki de. Eyfel Kulesi'nin etrafından kuş bakışı bir atlayış...
15 Mart 2012 Perşembe
Mim Vol. 8
Cherry, deeptone ve tabiki de Kuulumsu Kadın tarafından mime çevirilen S. Darko 'nun yazısının anketidir bu. Her yaş grubuna hitaben, rahatlıkla okunabilir.
Şimdi mimde Kuulumsu Kadın olduğundan dolayı hiç de yadırgamadan, o garip yokluk hissi olmadan yazıyorum. Ve adamındeepi, ekonomik hatun Cherry ve Düşler ülkesinin tavşan kostümlüsü Darko'ya selamlarımı gönderiyorum. Öhöm.
1. Kendini seviyor musun?
Saçmalamaa, sorman ayıp. Seviyorum tabikide. Sen tanısan sen de seversin, eminim...
14 Mart 2012 Çarşamba
Kapısız Kasabanın Gecekonduları
Atış poligonu gibi insanlarla bezeli basmış olduğumuz metrekarelerin milimleri. " Kaç metrekarelik hatunsun? " derseniz, 1.60 boyum ve 56 gelen kilomla çok da fazla bir yer kaplamasam da milim katili kişilik abzürtlemelerini tanırım ben de elbet. Kansere yakalanmış hücre gibi üremekten alamıyorlar kendilerini. Konjuge olasınız inşşallaaaah! Yok lan şaka, kahkaha attırıyorsunuz...
13 Mart 2012 Salı
Kırılan Vazonun Laneti

Kaybedince; çıplak hissedersin ya artık kendini. Eskisi gibi olamayacakmış gibi. Gibili cümlelerin taarruzuna maruz kalmış gibi. Bir üşürsün, biraz titrersin, ardından yağmurları pıtlatırsın parkelerin aralarındaki minik çukurluklara. Parkelerde taşa dönüşür umarsızca. Karışır aralarına, önceden birinin döktüğü katreler belli bile olmaz zeminde. Karışır hiçliğe, kıvranır...
9 Mart 2012 Cuma
Tümevarımsal Şeytan
Her ayrıntıyı mıhlamıştım zihnime. Ayrıntılarla aramın pek iyi olmamasına karşın hani derler ya " Şeytan ayrıntılarda gizlidir. " diye, ona binaen ben de şeytanımı bulmak istermişçesine kaptırmıştım kendimi ayrıntıların iblisine. Bir kapı aralandı ütopyamın nüansında, içinden bir silüet aktı çizginin gerçekçilik karmaşasına. Çakırkeyif gözlerimi araladım sesin geldiği tarafa...
Mim Vol. 7
Cherry mimlemiş beni. Teşekkürlerimi yolluyorum şirin bloguna öncelikle. Bir de Kuulumsu Kadın olmadan bir mime başlamak çok garip hissettiriyor be. ehehe.
Röportaj mimi, bir de bakım tüyoları falan. Immms, pek de tüyolarım yoktur amma işte.
Saç bakımı için ne yaparsın ne kullanırsın?
Permalanmış bir saçım olduğundan dolayı her duştan sonra taradığım...
Su Vereydi İyiydi

Denizin kokusunu ciğerlerime hüpleterek eskiden arkadaşlarla oturduğumuz bir kafenin önünden geçiyorum. Ne çok anı sığıştırmışızdır oralara, ne çok kahkaha ve ne çok tebessüm falan. Duygulandım belki görünce birazcık orayı, bir parça, ucundan bir ısırık kıvamında. Sonra ilerlerken yaprakları dökülmüş bir ağacın önünden geçiyorum, " Biz de mi böyle döküldük ve kuruduk acaba?...
6 Mart 2012 Salı
Hoş Bir Tarafı Kaldıysa

Bazen delirecek gibi oluyorum, öfkelendiğimde bildiğin kaybediyorum kendimi. Aynı bedenin içinde farklı biri oluyorum resmen, cismen benim belki ama ruhen bambaşka bir pissikopat. Bir ateş basıyor suratımı, belki birazcık da kızarıyor yüzüm, eğer çok sinirliysem birkaç damla gözyaşı akıyor yanaklarımdan, dudaklarımda bir zehir tadı. Çabuk parlıyormuşum da zaten, öyle diyorlar.
...
5 Mart 2012 Pazartesi
Konudan Konuya Sek Sek Oynamak Vol. 2

Hava güzelleştikçe benim kafam da bir güzelleşti. Optimistlik bütün hücrelerime akın etti, sınava 26 gün kalmasına karşın bir huzurlu, efendime söyleyim bir rahat hissediyorum kendimi. Twitter ikonunun kanatlarına binip Hogwartz'a uçasım var. Uçlu kalemlerimden bir asa yapasım falan. Bir de ben hep kalemimi silgimi falan kaybediyorum ya, bir dedektör olsa da bulsam onları...
3 Mart 2012 Cumartesi
Dohtor, Bu Ne?
Ütopyamın köşebaşlarında takılan bir adam vardı bir aralar. Yaşı birkaç tık büyüktü benden, hatta birkaç karış falan. " Hayaller Diyarı'nın Dohtoru " derdi ona şiveli bir teyze, biraz da tombikti hatta, kıvırcık saçlarıyla kapatırdı kırışıklıklarını. Bir gün çekti beni kenara, bir tezi varmış, kanıtlaması için yardımcı olur muymuşum? Ben de hiç işim gücüm yokmuş gibi kabul...
1 Mart 2012 Perşembe
Mim Vol. 6
Kuulumsu Kadın ben seni teşekkür manyağ yaptım, sen de beni mim. ehehe. Olsun, güzel güzel geçnip gidiyoruz böyle.
Bu arada 5N1K bir gazetecilik terimiydi, dimi? Neyseciğime; Ne? Nerede? Ne zaman? Neden? Nasıl? Kim? sorularını cevaplamaktır mimin konusu.
He bir de, küçükken; " Kim? Kiminle? Nerede? Ne zaman? Ne yapıyordu? Kim gördü? Ne dedi? " oynardık biz. Eğlenirdik de ama. Güzel günlerdi de.
Ne?
Hayaller...
Mim Vol. 5
Mimli bir yazıya başlıyorum yine. Hoh. Kuulumsu Kadın ve Ofelya 'ya çok teşekkür ederim öncelikle. Biraz yazma süresini yaydım; ama kusura bakmayasın Ofelya? Ve Kuulumsu, sanırım senin mimlerini yazmanın bağımlısı olmuş olabilirim. Bir yerde bir alışkanlık artık klavyemde, Kuulumsu mimleri.
Röportaj mimi ama çok da şirinli şekerli bence.
1- Hayatınız filme çekilse adı ne olurdu ve soundtrackinde hangi şarkılar yer alırdı?
Duygusal Gökkuşağı olabilir. Yok ya, çok iğrenç oldu bu. Dengesizliğin...
Etiketler:
Babam ve Oğlum,
Changeling,
Film,
hayat,
Memento,
mim,
sinema,
sweeney todd,
Şebnem Ferah,
Yalan Dünya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)