O zaman Fransa'ya taşınmalıyım belki de. Eyfel Kulesi'nin etrafından kuş bakışı bir atlayış yapmalıyım Paris'in gobeğine doğru. Şehri talan ettikten sonra, uyuyakalırım orada bir köşede. Açtığımda gözlerimi kendimi Venedik'te bulurum sonra. Hatta Özgürlük Köprüsü'nün üzerinde fırlarım uykumun en derin yerlerinden. Braveheart'taki William Wallace gibi haykırırım olağanca gücümle " Freedoom! " diye. Sonra atlarım bir gondolun içine. İlerlerim, hafifçe dalgalanmış suyun üzerinde. " Lunapark'taki gondollar senin yanıltıcıların be cancım. " derim sesimi kısarak, gondola eğilmiş bir vaziyette. Sonra bir anda kendimi Karayiplerde bulurum. Jack Sparrow triplerine girerim birazcık, " Ahh Jack nerelerdesin? " derim. " Bak kendi kendime bir gondolun başında iyice saçmaladım. "
Kuş olup uçmak gerek esasında. Hazerfen Ahmet Çelebi'nin yolunu takip eden-gillerden mi olsam ben de acaba? " Niyazi " isimli bir kuşum var zaten, belki de onun tüylerine sürünsem uçma yeteneği kazanabilirim ben de, Peter Pan'deki peri tozuna bulanan Wendy gibi mesela. Hem Niyazi de melektir, hem de en kanatlısından. - Bu arada Wendy'nin soyadı When olsaydı çok şekil durmaz mıydı şimdi, doğru söyleyin? -
Neverland'e gitmesem de Everland'e giderim belki ben de. Yolda giderken de kaçamak bir Alice'in Harikalar Diyarı'na göz atarım. Belki bir çay ikram eder içerde, develerin yumuşaklığına bırakırız sonra kendimizi.
" Malum, ziyaret kısa olur. " diyerek kaçarım o geveze Alice'in yanından. Sonra o çok bahsedilen uzak uzak ülkelerin birine giderim alıp da çantamı. Pamuk Prensesi de görürüm oralarda ya da Cindrella'yı falan. " Küçüklüğümün kahramanlarıyla büyüdüğümde tanışmak minik yüreğimde kocaman bir sevinç patlamasına sebep oldu. " derim. Ama umrumda olmaz muhtemelen. Şirinlere rastlarım yolda, babacan tavırlı kırmızılı şirinin peşine takılmışlardır. Pinokyo'yu da görürüm belki bir taraflarda; ama şaşırmam pek gördüğüme onu. Pinokyolar zaten her tarafı kaplamışlar, pek bir önemi kalmadı yani onun. Ben de kahramanlaşırım belki sonra, ilerde bir gün anımsarsınız beni de; " O Masaldaki Mazbut Dişi " diye.
- Uykulu olunca insan, yazdığı yazılar da rüyaların tesiri altında patlak verirmiş blog sayfasına. Fransa'da başladığım yolculuğu kendi diyarımda sonlandırıyorum ve uykunun kollarına atmaya gidiyorum kendimi. ZzZzz'lamalarla dolu saatlere. -
Esneme gibi yayılsın sözcüklerim dudaklarda. Esneme gibi esnek bir rahatlıkla. Uykum var benim, esnemekkler.
esnedim haa yazıyı okuyunca zuhahahha
YanıtlaSilNeverland'e beklerim :) Wallace tribine ben de giriyorum arada. Dersler matematik x y açı benzerlik.. Üf.. Özgürlüüük :)
YanıtlaSilcerenim.com: Nihohahaleey, amacımın yarısının yakınlarına ulaşmışımm. ehehe.
YanıtlaSilS.Darko: Ooo, doğru Neverland'in vardı seniin. Geliriz elbet.
Benzerlik falan da iyidir yahu. Geometri de tatlıdır böyle.
aayy o bebişin esmesinin doğal güzelliği nedir öyle? vallahi bu pazartesi gününde esniycem şimdi. (derken yemin ederim esnedim) haha :)
YanıtlaSilyazın ne hoş daldan dala daldan dala :) ama beni paris eyfel de bırakabilirsin emi?
öperim cancaazım!^^
Fotoğrafa her bakış fırlatışımda ben de esnemekten alamıyorum kendimi doğrusu. ehehe.
YanıtlaSilBeğenmene sevindim Kuulumsucanım. Tamamdır Demir Bağyanın oralara atarım seni.
Ben de öpüyorum çokça, mucakslar dolusu sevgiler. ehehe.
ha ha ha uyku zorluğu çekince böle oluyo demek.
YanıtlaSil:)
sen uyurken niyazi televizyon izlemesin diye üstüne örtü ört.
:)
dersleri anlamayınca zihin böle oluyo demek.
:)
Niyazi televizyon izliyor mu ki, onu da çözemedim ki ya. ehehe.
YanıtlaSilDersleri anlamayınca değil, Kimya'yı anlamayı istemeyince. Olsun ama, ortaya güzel bir ilham çıkartmış demekk. ehehe.