15 Temmuz 2012 Pazar

Başlık : Saç

     Bazen sözcükler ne kadar bir araya gelirse gelsin anlatılmak istenen anlamı sunamazlar insana, farklı anlamların kollarına sırnaşarak söylenilmek istenen her şeyi bir kenara atıp sadece "aptalca" bir şeylere sebep olmak için uğraşırlar.... diye sıkıcı bir başlangıç cümlesinin devamında gelecek olan bunaltıcı cümle kalabalığından korkmayın! Çünkü; bu yazıyı yazan şahsımın parmakları ve kafamın içinde tepinmekte olan sözcükler buna izin vermeyecektir! "ÖĞ MAY HİĞRÖÖÖĞ." diye bağırıldığını duyuyorum alttan alta. "NOĞ GAYS, beni sizler MEYDlediniz." diye hemen tribe gelen hal ve tavrıma bir tokadı yapıştırarak yazıma başlıyorum sonra. Egosunu dövmeyen dilini döver, derler sonuçta. Aslında benim ikisini de falakaya yatırmam gerekir ya..... Neyse.


     Uzun metraj hayallerin uzun soluklu insanları adına! Hepinizi kutsal, ütopik, garip bir mekandaki çekilişten kazandığım klavye ile selamlıyorum ve fareyi ise omuzlarınıza dokundurarak kutsuyorum sizleri! Bir şövalye edasıyla, Kraliçe Elizabeth'in el sallamasıyla, kudretli bir sultanın dudak büzmüş vurdumduymazlığıyla sizleri sorunsuzluğun sorumluluğuna davet ediyorum. Çaktırmadan, kapıyı açık bırakmış ayağı yaparak içeri girmenize sebep oluyorum. İçten fesatlı bir pislik görünümü altındaki temiz kalbime, naif hislerime ve düşünceli tavrıma bir tebessüm ederek uğurluyorum onu ve karşınızda bendeniz ebzuuuğt bir post.


     Sözcükleri nasıl bir mantık silsilesinin etrafında sıralasam, nasıl bir düşünce öbeğinin öğeleri haline getirsem gibi gereksiz kuruntuların üzerinde dart oynamadığımdan dolayı, istersem bu yazıda "yüreğimi aya benzetebilirim" ya da birilerine burada "pazara kadar değil Fizan'a kadar" diye melodik içtenlik sunabilirim. Ama yapmayacağım; çünkü bunları yapamayacak kadar yorgun ve bitkin bir haldeyim. Zaten, Mustafa Sandal olmadığımdan dolayı bunları yapmama da bir gerek olduğunu düşünmüyorum, en iyisi salsa yapmak. ARİĞBA.


     Ne söylesem, neyi nasıl bir sözcük kalıbının içine aktararak iletsem, nasıl bir sözlü sanatı üslubuma karıştırarak gözlerinizi afilli bir anlatım tarzıyla boyasam diye bir gayem olmadığından dolayı, en saf halimle burada iki satırlık saçmalamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ve biliyor musunuz? Yazının bu kısmına kadar neyden bahsetmem gerektiğini bilmeden geldiğim gibi devamında da aynı tempoyu elimden bırakmayacağımı sizlere garanti edebilirim. AYY. Bazen çok düşünceli olabiliyorum. Biliyorum, biliyorum.


     Oradan buradan toplama fikirleri kendi düşünceleriymiş gibi kullanan insanlardan tiksiniyorum. Kendi mantıklarını, kendi beyinlerini kullanmaktan korkan insanlar için üzülüyorum da aslında bir yerde. Sürü psikolojisinin bok yiyen ağızları haline geliyorlar, en tepedeki üstlerine basarken onlar sadece bok yemekle yetiniyorlar. Ve bunu da, ilginçtir, iyi bir şekilde başarıyorlar. TANRIM! Onları bir hayvana benzettim ama söyleyemeeem, biliyorum, günah. PÜYF.


     HEY! Dışarıdaki işletmeciler! Sizler için de birkaç sözcük getirdim bu yazımda. Çoğu kişinin hislerine tercüman olacağımı biliyorum. O yüzden, bu önemli cümleyi beyinlerinize kazımanızı istiyorum. Kazı-kazan gibi olacak. Çünkü; karşılıklı kazanacağız. BENDEN ÇİŞİMİ YAPARKEN HORON TEPMEMİ Mİ BEKLİYORSUNUZ da zırt pırt sönüyor şu hareket sensörlü ışıklarınız? Nedir amacınız? Bu kadar mı cimrileştiniz de rahat rahat ışık altında çişimi yapamayacağım? Sizlere "Acayip heyvanlara benziyirsen" demek isterdim; ama içimdeki iyi tarafım bunu yapmamamı önerdi ve demokratik tarafımda bir seçim yaparak bunu onaydan geçirdi. VAY BE! "Büyük"lerin olamadığı kadar demokratikmişim demek. Ben de şu an fark ettim. Birazcık mükemmellikle harmanlanmış bir içsel sistemim var, biliyorum.


     - Tepside sunulmuş bir farkındalık gelmiyor ne yazık ki kimselere. Bazı şeylerin bilincine kendi çabalarınla varıyorsun ya hani, işte insanlar bu çabayı sarf etmekten kaçtıkları için bu bilince varmamayı seçiyorlar çoğu zaman. O zaman hepsine şunu söylemek istiyorum ben de; PAPİPAPİĞ PAPİÇULO! -




"Masum değiliz, hiçbirimiz." - Hey, ben de şarkı sözü paylaştım. Sanırım, içimdeki ergeni keşfe çıkıyorum. EVET. -
Şarkının Şebnem Ferah versiyonunu merak edenler varsa da, buyrunuz: http://fizy.com/#s/1ah3pr

14 yorum:

  1. Şebnem ile biten bir yazı iyidir, Şebnemle biten bir saçmalama ise paha biçilemez :) Ben de saçmalar diyorum ama sen benden engin saçmalıyorsun be hayal dünyasını kokarcalar kovalayasıca seni :)

    Ben o sensörlü çiş mekanları için yanında eski radyo antenleri taşımayı öneririm. Küçük bir şey zaten,açarsın ve sönmez böylelikla, illa halk dansı bilmek şart değil. Hatta bunun ticaretine bile girilebilir. Böyle değişik desenlerde falan,fena fikir değil :)

    Tam gaz saçmalamaya devam,sen varya, askerde çok dayah yirsin haaaa :D
    http://www.youtube.com/watch?v=JGMxWaW9p5E

    YanıtlaSil
  2. Kokarcalar değil de, papatyalar kovalasa... hem papatyalar daha güzel kokar. ehehe. Teşekkürler, teşekkürler. Bahtiyar oldum yorumunla.
    VAY! Bir ticari zeka sezinliyorum sende. Böyle, pembe anten yaparız kadınlar için falan da. ahahasdf.
    ahahahaaa, bir de bunun "o rus bu çocuğu mutlu edemez"deki türü de var. Teşekkürler, güldüm. Ama video ya senkronize değildi ya da benim bilgisayar kafayı yedi. Onu da söylemek istedim. ehehe. Tekrardan teşekkürler Aylak'çım.

    YanıtlaSil
  3. Hety be yaşa! tam da dertli olduğum bir şeyi dillendirmişsin. şu tuvaletlerdeki ışık mevzusu gerçekten can sıkıcı. tuvaletlerde sensöre hayır kampanyası başlatırsan destek vermeye hazırız eheh :)

    YanıtlaSil
  4. vay beeee çok formdasın.
    :)

    YanıtlaSil
  5. Kelimelerle ne güzel oynuyorsun :))
    Klavyen hayırlı olsun :))

    Dışarıda lavaboya girmemeye özen gösteriyorum çoğu zaman..Özel durum olabiliyor fakat şu düştüğün duruma düşmedim hiç :)
    Allah düşürmesin diyorum :)

    Şarkı için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  6. Serdar Durdu: Dimi ya? Çok sinir bozucu. Düşünmek lazım bunu, en azından büyük bir destekçim çıktı. ehehe.

    deeptone: Ehh, teşekkürler.

    Ofelya: Ay, teşekkür ederim.
    Yok, düşürmesin. AMAN. Baya bir can sıkıcı olabiliyor. ehehe.
    Önemli değil. Bu arada, hoşgeldin, özletmiştin kendini..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ehehe, SENSÖRLÜ TUVALETLERLE UĞRAŞMA DERNEĞİ! Tek tek her yeri dolaşıp, tuvaletleri sensörlüyse kapatacağız oraları. ahahaa.

      Sil
  7. Vericeksin kutsalıı vericeksin kutsalıı :))

    YanıtlaSil
  8. üretkenleştin sen yaw.
    :)
    yaz iyi geldi sana.
    :)
    hadi son yazıma gelsen yaaa.
    :)

    YanıtlaSil
  9. Bilmem, Mart-Nisan üretkenliğini bulmam biraz zor ama.... ahahahaa.
    Tamam, geliriiim.

    YanıtlaSil
  10. PAPİPAPİĞ PAPİÇULO! dan sonra Masum Değiliz geldi ya ben bi'ciddileşmeye çalıştım önce :)

    Aklında hiç bi'konu yokkken yazılan yazı zaten böylesi yazılırdı^^

    O sensörde ben de pek geriliyorum yaa, korkuyoruuuuum :)

    YanıtlaSil
  11. ahahahaa, pek zordur ciddilik orada ama.
    Tenk yuğ mykuulumsucan.
    Aynen, korku filmi fırlaması sahnelerin içine düşmüş gibiyim sanki....... ahaha.

    YanıtlaSil