Güven duygusunu insanın içinden koparıp uzaklara doğru götüren bir şeydir bu " ağdalı yalanlar ". Doğallık her zaman iyidir tabii ki fakat ağdanın gerekliliği de su götürmez bir gerçektir. Peki biz bu ağdalamayı hayatımıza gerçek anlamda sokabiliyor muyuz? Yalanları yapılması gerektiği gibi ağdalayıp, ondan kurtulup, temiz ve saf bir hayata " Merhaba " diyebiliyor muyuz? Cevap acı lan. Söylüyoru uum. Yapamıyoruz. Çünkü aptal gibi güveniyoruz. Filozoflar bile diyor " Babana bile güvenme " diye. Bunun üzerine ben bir söz söyleyemem. Adamlar işi bitirmiş.
İlk ağda her zaman acıtır, bilmediğin, daha önce hissetmediğin bir sarsılma duygusudur sonuç itibariyle. Fakat sonrasında karşılaştığın o temiz, saf ve rahatlama hissiyle mutlu olursun. Acı ama rahatlatıcı bir olgu anlayacağın. O ağdayı da çöpe atmalısın, üstüne yapışan yalanlarla birlikte. Ve o yalanları oraya getirenle birlikte. Seni ağda yapma mecburiyetine sokanla birlikte. Çünkü çok da sinir bir işlem. Dostunmuş, sevgilinmiş, kuzeninmiş - tamam kan bağı var burada, kuzeni kaldıralım listeden - yani kim olursa olsun artık bir " Acaba? " sorusunu içinde tutacaksın. Belki biraz uzaklaşacaksın. Sonrasında tamamen bitireceksin bütün ilişkini. Ağda her zaman gereklidir, unutma bunu. Hem bu devirde erkekler bile kolunu ağdalıyor, yalanları ağdalamak da artık zorunlu bir hale gelmiştir dimi? eheh.
Ama ondan sonra gelecek aşama biraz sert bir rüzgar gibi insanın suratına çarpar: Regl Umutlar. Bu regl umutlar sende büyük bir güven ağrısına dönüşür. 1 haftada değil belki 1 ayda hatta abartalım belki de 1 yılda bile geçmez. Emoya bağlarsın anlayacağın bir dönem. Ama emodan daha aklı başında bir emo olursun; neye üzüldüğünü, içten içe neye sinirlendiğini, neyin seni bu hale getirdiğini büyük bir bilinçle bilirsin. Bu durumun yaş aralığı falan yoktur, depresyonun sancılı şekli olarak da adlandırabilir. Depresyondan farklıdır ama, onda olduğu gibi kendini yemeğe vermezsin. Kendini güvenmemeye verirsin. Kendini uzaklaştırmazsın ama yakınlaştırmazsın da. Stabil bir noktadan selam verirsin insanlara. Çünkü içine ağdalamadan kalan bir " Acaba? " gelmiştir.
Endişelenme ne kadar sancılı geçerse geçsin bu regl umutları da bitecektir. Ve insanları tanımaya başlayacaksın. Kiminle yakın olman gerektiğini, kimden uzak durman gerektiğini anlayacaksın. Kime " karşiim " diyeceğini, kime " kaşar " diyeceğini, kime " olsa da olur olmasa da olur " diyeceğini anlayacaksın. Belki arada ağdalayacaksın yine ki ağdalamak hep gerekir, fakat ilk ağda gibi acıtmayacak. Hayatını daha iyi bir hale getirecek. O yüzden ağdadan korkma, regl de olacak umutların ama korkma, sonrasında hayat daha güzel olacak. Daha temiz ve daha saf...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder